21 Eylül 2013

This Is The End-Buraya Kadar (2013)


Bu filmi tek cümleyle özetlemek gerekirse; Seth Rogen ve tayfasının fantastik ve sonuna kadar geyik macerası.

Filmde birçok ünlü isim kendilerini canlandırıyor. Seth Rogen, Jay Baruchel, James Franco, Jonah Hill, Craig Robinson, Danny McBride, Michael Cera, Emma Watson, Rihanna, Channing Tatum… Aslında bu filmde neredeyse kimse başkasını canlandırmıyor. Bu durum filme gerçekçilik katmak gibi bir amaçla yapılmış bir şey değil. Zaten filmin gerçeklikle uzaktan yakından bir bağlantısı yok. Senaryo tamamen “geyik muhabbeti” üzerine kurulduğu için, film içinde yapılan göndermelerin ve esprilerin yerine oturması için bu yöntem seçilmiş, iyi de olmuş.

This Is the End, konusu itibariyle kıyamet gününü anlatıyor ama anlatım şekli tamamıyla sarkastik olduğu için tüm dini öğeler ve metaforlar mizah unsuru olarak kullanılıyor. Filmde alaya alınmayan bir şey bırakılmamasına özen gösterilmiş. Zaten en başta oyuncular kendileriyle dalga geçiyor. Tüm bunlar eğlenceli bir seyirlik oluşturmak için yeterli olmuş. Sıkılmadan sonuna kadar bir çırpıda izleyiveriyorsunuz filmi.

This Is the End ile ilgili seyirciyi uyarmam gereken iki nokta var. İlki, başta oyuncuları yer aldıkları olmak üzere birçok filme gönderme var. Esprileri tam kavrayabilmek için bu göndermeleri kaçırmamak lazım. En fazla gönderme ise Pineapple Express ve The Exorcist filmlerine yapılmış. İkincisi ise filmde yoğun argo/küfür var. Kahramanlarımızın muhabbetlerinde hiçbir sınırlama yapılmamış. Mizahi amaçlı da olsa yapılan bel altı esprilere hazırlıklı olmak lazım. Kısacası (tahmin edilebileceği gibi) her kesime hitap eden bir film değil.

Sonuç:


Filmin çok sağlam bir eğlence sunduğunun altını çizmek gerek. Espriler ve anlatım izleyeni oldukça tatmin edecektir (kullanılan absürt komedi öğelerini pek fazla tutmayanların ise filmden aldığı keyif daha düşük olabilir). Ama filmden bundan daha fazlasını da beklememek lazım. Kısacası, filmin çekirdek oyuncu kadrosunun filmografisine uygun, işini yapan bir komedi.

15 Eylül 2013

Korku Filmi Klişeleri



En sevilen film türlerinden olan korku/gerilim filmleri özellikle Hollywood'un büyük katkısıyla belli klişeler ve formüller üzerinden seyirciyi korkutmayı seçiyor. Bu klişeler, korkunun üstadı olarak kabul ettiğimiz yönetmenlerin yıllar içerisinde başarıyla uygulayıp sektör tarafından benimsenen belli kalıplardan oluşuyor. Bu kalıplar ilk kullanıldıkları zamanlarda yaratıcı teknikler olarak ortaya çıksa da artık korku filmlerin çoğunda karşımıza çıkmasıyla seyircileri fena halde sıkmakta. Hatta korku filmlerini yorumlarken en fazla yapılan yorumlar bu klişelerin iyi kullanılmış olduğuyla ilgili oluyor. Kısacası klişeler bir şekilde ölçüte dönüşmüş durumda. Bu nedenle kalıpların dışına çıkan bir film gördüğümüzde ise dört elle sarılıyoruz.

Bizi sıkan ve zaman zaman da güldüren film formüllerini derlemeye çalıştım. İşte o korku klişeleri!..

-Filmde siyah eleman varsa ilk o ölür. Eğer asosyal, gözlüklü ve korkak şişko varsa ilk ölme sırasını siyah elemandan alabilir.

-Cep telefonu ya çekmez ya da şarjı biter.

-Katilden ya da zombiden kaçılacaksa binilen araba imkanı yok çalışmaz, eğer çalışacaksa da adrenalin tavan yaptıktan sonra son anda çalışır.

-Filmin başında ölen kişinin cesedi esrarengiz bir şekilde kaybolur.

-Bakire kız varsa en sonunda mücadele ederek kurtulur.

-Ev ya da arabanın kapıları kilitlenmez, kilitlemeye çalışırken katil/canavar yetişir.

-Katil yapacaklarını önceden açıklar ama buna rağmen önlenemez.

-Katil soğukkanlı ve yavaş biçimde yürüyerek kurbanına yaklaşır, kurban ne yaparsa yapsın katil yavaş yürüyüşle onu yakalar. Zaten kurban koşarken muhakkak düşer.

-Uğursuz yaşlı amca tekinsiz bir ses tonuyla olacakları filmin başında açıklar. Ama gençler verandasında sallanan sandalyesinde oturan bu huysuz ihtiyarı takmaz.

-Bir kötülük gelecekse ya tavan arasından ya da bodrum katından gelir. Oraya girildiği zaman yakılan ışık muhakkak söner.

-Çocuklar her zaman belayı çeker.

-Özellikle filmin başında kapılar kendi kendine kapanır.

-Ölümcül virüs bir çalışanın dikkatsizliği (tüp kırılır, hayvan kafesi açık kalır, kapı iyi kilitlenmez...vb.) nedeniyle yayılmaya başlar.

-Kurban kaçarken asansör düğmesine 100 kere basar en sonunda asansöre biner ama tam kapı kapanacakken o "el" mutlaka kapının arasında belirir.

-El feneri en çok işe yarayacakken çalışmaz, çalışan fenerin de pili aniden biter.

-Tüm sırların açığa çıkacağı yer hep terkedilmiş harap bir evdir ve o eve daima gece girilir.

-Evde gerilim zirvedeyken kapalı kapının arkasından sızan ışıktan aniden bir gölge geçer. Kurban mutlaka o odaya girer.

-Kurbanın saklandığı odanın/dolabın kilidi delicesine zorlanır ama açılmaz ve birden tüm sesler kesilir. İşte o sessizlikten sonra katil odaya kapıyı/pencereyi kırarak girer.

-Ruhlar huzur bulmadıkça peşinizi bırakmaz.


05 Eylül 2013

En İyi Jack Nicholson Filmleri


(Güncelleme: 06.09.2013) Yaşayan en büyük aktörlerden Jack Nicholson'ın 76 yaşında aktif oyunculuk kariyerine nokta koyduğu açıklanmıştı. Açıklamalara göre; artık roller için gerekli ezberleri yapamaması ünlü aktörü bu kararı almaya itmişti. Tabii bu haber büyük bir etki yarattı. Sevenleri efsane aktör için üzüntülerini twitter üzerinden aktardı. Ancak kısa bir süre sonra bu iddialar önce yakınları sonra da menajeri tarafından yalanlandı. Nicholson'ın yeni projelerle yakın gelecekte beyaz perdeye döneceği müjdelendi. Uzun süredir bir film projesinde göremediğimiz Nicholson'ın daha bize anlatacak çok şeyi olduğunu tahmin etmek güç değil.

Bu vesileyle, 12 kez Oscar'a aday olup 3 kez de bu ödülü kazanan Nicholson'ın en iyi performansını hangi filmde gösterdiğini sizlere soruyoruz. Haydi favori filminizi seçin!

Anketimiz Sonuçlandı!


En iyi Jack Nicholson performansı hangi filmdeydi?

o   A Few Good Men (1992)
o   About Schmidt (2002)
o   As Good as It Gets (1997)
o   Batman (1989)
o   Chinatown (1974)
o   Easy Rider (1969)
o   Five Easy Pieces (1970)
o   Ironweed (1987)
o   One Flew Over the Cuckoo's Nest (1975)
o   Prizzi's Honor (1985)
o   Reds (1981)
o   Terms of Endearment (1983)
o   The Departed (2006)
o   The Last Detail (1973)
o   The Postman Always Rings Twice (1981)
o   The Shining (1980)