22 Aralık 2015

Mustang (2015)




(Mustang’ler Amerika kıtasına İspanyollar tarafından getirilen ve (evcilken) yabanileşen atlar olarak biliniyor. Bizdeki yılkı atına benzer bir kavram, ama tabii ki daha evrensel ve havalı. Filmimize adını veren bu bilgiyi bir kenarda tutalım.)

Daha önce kısa film çalışmaları olan Deniz Gamze Ergüven ilk filmiyle Cannes’da başlayan ve Oscar törenine giden bir parlak bir kariyere sahip oldu. Oldu olmasına ama “Mustang” Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Türk oyunculardan kurulu bir kadroyla Türkçe çekilmiş ve hatta Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğini alan bir yapım olmasına karşın yoluna Fransız filmi olarak devam etme durumunda kaldı. Bunun nedeni, filmi izleyen hemen herkes tarafından kolaylıkla anlayabileceği gibi ele aldığı sarsıcı ve “sakıncalı” konu ve anlatım şekli.

Özetle; babaanneleri ve amcaları ile birlikte yaşam şekillerine herhangi bir müdahale olmadan yaşayan (hem yetim hem öksüz) beş kız kardeşin, karnelerini aldıkları okul çıkışında erkek arkadaşlarıyla denizde şakalaşmalarını gören bir komşu teyzenin köye haber uçurmasıyla başlayan mahalle baskısının artarak gelişimini izliyoruz. Kısacası, özgür atlarımız evcilleştirilmek için ev görünümlü mini hapishanelerine tıkılıyor. Sonrası ise küçük çaplı bir cehennem; dayak, baskı, hakaret, bekâret testi, zorla evlilik, çocuk gelin, tecavüz, intihar… Filmin akışında, tüm bu yaşananlara (cılız) direnişler olsa da genel bir çaresizlik havası ve giderek boğucu hale gelen bir atmosfer hâkim.

Filme genel itiraz noktaları, oryantalist bakış açısıyla hazırlanmış ve ödül odaklı formülize edilmiş olması, bir aile odağında bütün sorunların gerçeklikten uzak biçimde bir arada sunulmaya çalışması ve çekildiği coğrafyayı tanımadan çekilmesi olarak özetlenebilir.

Bir yönetmenin ilk filmiyle ses getirmeye çalışmasında bence abes bir yan yok. Gişe odaklı filmler dışındaki yapımların festivalleri ve ödülleri hedeflemesi de oldukça anlaşılabilir. Oryantalist bakış açısı kısmını pek anlayamıyorum, kötü niyetli diyemedikleri için bu eleştirinin yapıldığını düşünüyorum. Açıkçası birçok sorunu tek bir potada eritmeye çalışarak koştura koştura anlatma gayretinin kötü niyetten ziyade teknik eksiklik veya acemilikten olduğu kanısındayım. Mustang’in sinema dili, senaryosu ve anlatım tekniğinde belirgin bir sıkıntı var. Zira o kadar fazla soruna eğilmeye çalışılmış ki birçok konu havada kalarak eklektik biçimde izleyiciye sunuluyor. Ne oldu, ne arada oldu, nasıl oldu, niçin oldu… gibi birçok soru zihinde beliriyor ve verilmek istenenler bu nedenle izleyiciye geçemiyor. Haliyle “gerçeklik iddiasıyla yalan bir dünya kurulmuş ve bize yutturulmaya çalışıyor” düşüncesine kolayca kapılabiliyoruz. Bu ciddi bir yönetmenlik eksikliği. Fakat ele alınan sorunlar aslında yoktur veya ülkemizde artık yaşanmıyor demek safdillik olur. Hepsinin var olduğunu maalesef birebir biliyor ve çoğuna şahit oluyoruz. 

Mustang yönetmenin bir söyleşisinde de belirttiği gibi çocukluğunda yaşadığı travmayla yüzleşme ve suçlu gördüğü toplumdan öç alma aracı olarak görülebilir. Film, Foucault’nun kavramlaştırdığı “beden üzerinde kurulan iktidar” bağlamında okumaya da açık. Ergüven’in hem söyleşisinde hem de filmde bariz olarak atıfta bulunduğu hükümet üyelerinin açıklamaları ve en üst merci olan devlet aygıtının icraatlarıyla başlayan baskının köy, mahalle, aile gibi mikro-iktidarlar ile yaygınlaştırılmasına tanık oluyoruz. Kapatma/ev hapsi cezası beden üzerinde kurulan iktidarın en önemli yansıması olarak yine filmde bariz bir şekilde kullanılıyor. Kısacası yönetmen tüm iktidar odaklarıyla hesaplaşmaya ve toplumsal bir travmayla yüzleşmeye çalışıyor. Bu çabada ne kadar başarılı olunduğu ise görüldüğü üzere yoruma açık.

Filme yönelik en haklı eleştiri mekan ile bağının zayıf olması. Batı Karadeniz bölgesinde yer almasına rağmen oyuncuların yörenin dil ve davranışlarını yansıtmadığı doğru.[1] İnebolu’nun coğrafyasının hem estetik (sinematografi) olarak hem de özgürlük duygusunu yansıtabilme açısından elverişli olması mekân seçiminde etkili olmuş görünüyor. Ancak mekânla bağı güçlü olan oyuncu seçimi yerine filmin asıl amacına uygun oyuncularla çalışmak daha doğru gelmiş görünüyor. Ancak bizim kolaylıkla fark edebileceğimiz bu eksikliğin yurt dışı festivallerin değerlendirmelerine tabii ki etkisi olmuyor. Kısacası filmin belki de en göze batan eksikliklerinden birisi için yapılan eleştiriler global olarak değersizleşiyor.

Bu arada, senaryoda en havada kalan kısım, kızların evden kaçtıklarında belli olmasın diye saçlarını kesip yapıştırarak hazırladıkları mankenlerin, kızların çıkan karmaşa sonrasında herkesin gözü önünde kaçmasına karşın neden hala şaşırtmaca amaçlı yataklarında yatıyorlarmış gibi bırakıldığı. Sanki kurguda çıkarılması unutulmuş bir bölüm gibi duruyor.

Mustang’e yönelik sert eleştirileri okuduğumda sanki ikinci bir “Midnight Express” (Geceyarısı Ekspresi) vakası ile karşı karşıyayız hissine kapıldım. Tüm Türk vatandaşlarının kötü (hatta kötülükten zevk alan) karakter olarak resmedildiği Geceyarısı Ekspresi’nde kantarın topuzunun kaçırıldığını bugün hemen herkes kabul ediyor. Ancak Mustang’de böyle bir yaklaşım yok, asıl kötü karakter toplumsal yapılar (biyo-iktidar). Hatta amca, babaanne dışında kalan çevrenin naif bir yönü var.

Mustang gerçekten büyük bir antipati yaratmış durumda, film hakkında herhangi bir olumlu yorum hemen eleştiri oklarının en sert haliyle o yöne çevrilmesine neden oluyor. Tamamen Türkiye’de ve yerel bir konu hakkındaki filmin senaryosunda Fransız (yönetmen ve senarist) Alice Winocour’un katkısının olması dahi eleştiriliyor. Deniz Gamze Ergüven ise senaryonun yazım kısmının tamamıyla kendine ait olduğunu ancak yazdığı kısımları Winocour ile tartışarak olgunlaştırdığını söyleyerek bu duruma açıklık getiriyor.

Özetle, teknik ve hikâye olarak kusurlu bulduğum Mustang’in ödül mevsiminde öne çıkmasını şaşırtıcı bulmakla birlikte yerden yere vurulmasında eleştirilerin odak noktası olarak hatalı ve genel olarak haksızlık olduğu kanaatindeyim.

Ek: twitter'da yazmıştım buraya eklemeyi unutmuşum. Filmi, oldukça etkilendiği ve daha sert bir film olan "The Virgin Suicides" (ABD yapımı) ve benzerlik taşıdığını düşündüğüm "Miss Violence" (Yunanistan yapımı) ile birlikte değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

Filmin Notu:


[1] En sevdiğimiz filmlerden “Selvi Boylum Al Yazmalım”da Türkan Şoray’ın canlandırdığı köylü kızı Asya da İstanbul Türkçesi ile konuşur.



19 Aralık 2015

Star Wars: The Force Awakens

Star Wars: The Force Awakens


GİRİŞ

Star Wars hayranları, Lucasfilm’in Walt Disney’e satılması ve serinin devam filmlerinin çekileceğini öğrenince hem sevinç hem endişeyi birlikte yaşamaya başladı. Zira kültleşen Star Wars serisinin öncesi (serinin yaratıcısı) George Lucas tarafından çekilmiş ancak devam filmlerine dair büyük bir belirsizlik oluşmuştu. Herkesin aklındaki soru netti: “Serinin hakkını vererek sürdürülmesi mümkün müydü?”. Tartışmalar ilk filmin yönetmeninin J.J. Abrams olarak açıklanmasıyla farklı bir düzlemde ilerlemeye başladı. Çok popüler işler yapan Abrams’ın Star Trek sonrası Star Wars’da da yönetmen olması ilginç bir deneyim yaşayacağımızı haber veriyordu adeta.



Tüm bu soru işaretleri ve tartışmaların gölgesinde film setinden sızan haberler ve yayımlanan fragmanlar yüreklere su serpmeye başladı. Uzun bekleyiş sonrasında ve büyük bir pazarlama çalışması eşliğinde serinin yedinci filmi gösterime girdi. Galadan itibaren yediden yetmişe tüm hayranlar adeta çılgınlar gibi sinema salonlarına ve Star Wars ürünlerine yöneldi. Büyük bir Star Wars hengâmesinin kopması olaydan bihaber kesimlerin bile dikkat kesilmesine neden oldu. Ülkemizde de Star Wars hayranlığının çizgiyi aştığını söyleyip olan biteni itici bulanlar hemen eleştiri bombardımanına başladılar. Bense sonuçta bir eğlence dünyasında yaşarken böyle olayların sadece renkli birer anı olarak kabul edilmesi taraftarıyım.

Star Wars ürünlerine büyük ilgi gösteren hanımefendiler


GELİŞME

Filmi yıllar sonra sinemada izlemenin heyecanını yaşamadan önce serinin üçüncü filmini [Star Wars: Episode VI - Return of the Jedi (1983)] izleyerek hafızamı tazeledim. Sinemada uzun bir kuyruktan sonra biletimi alabildiğimde sonraki seansların biletlerinin bittiği gişeye asılan bir tabelayla hüzünlü bir şekilde duyuruluyordu.  Koca salon her yaştan izleyiciyle hınca hınç doluydu, bir yanımda lise öğrencileri diğer yanımda ise 50 yaşlarında bir hanım “olduğu halde” filmi izlemeye başladım.



Star Wars’un o ünlü müziği eşliğinde sarı renkli kayan yazılarla olan biten anlatılmaya başladığı sırada bir duygu seli kapladı tüm bedenimi, tüyler diken diken tabii. Sanki Şampiyonlar Ligi müziği eşliğinde tuttuğunuz takım final maçına çıkıyor ya da yıllardır beklediğiniz yabancı müzik grubunun konserine gitmişsiniz ve onlar sahnede, varın siz seçin. Benzer coşkulu anları serinin eski kahramanlarıyla (Han Solo, Chewbacca, Millenium Falcon …) karşılaştıkça yaşadım. Velhasıl-ı kelam bu ruh haliyle izledim filmi.

SONUÇ

Karışık tepkiler ve eleştiriler gördüm, bense filmi ziyadesiyle beğendim. Filmin mirasına olabildiğince sahip çıkılarak benimseyebileceğimiz yeni karakterler eklenmiş, kusursuz görüntü efektleriyle zenginleştirilmiş ve sonuna kadar soluksuz izleten iyi bir hikâye anlatılmış. Yeni karakterler çok derinleştirilmemiş ancak sonraki filmlere yan hikâyeler saklandığını düşünerek bunu es geçebiliriz. Özellikle BB-8 ve Rey en sevdiğim karakterler oldu. Finn ve Poe Dameron konusunda ise şu anda mesafeliyim. Kylo Ren maskesiyle oluşturduğu karizmasını maalesef maskeyi çıkartınca kaybediyor, Adam Driver bence yanlış seçim olmuş. Harrison Ford ise yaşlanmış tabii ama filmi ileriye taşıyan Han Solo karakterinde hala formunda. Bitirirken, filmin sonlarına doğru önemli bir sürpriz gelişme hikâyenin akışını kökten değiştiriyor diyelim ve daha fazla ayrıntı vermeyelim.

Ezcümle, “Star Wars: The Force Awakens” serinin ilk üçleme sonrası en iyi filmi olmuş ve 2015’in de en iyilerinden biri.

Star Wars sıralamam: IV - A New Hope > V - The Empire Strikes Back > VI - Return of the Jedi > VII - The Force Awakens > III - Revenge of the Sith > I - The Phantom Menace > II - Attack of the Clones

Filmin Notu:

12 Aralık 2015

28. Avrupa Film Ödülleri Sahiplerini Buldu






28. Avrupa Film Ödülleri (EFA) sahiplerini bulurken (benim de çok beğendiğim) Youth en iyi film, yönetmen ve erkek oyuncu dallarında üç ödül kazanarak geceye damgasını vurdu. Bir başka ses getiren film The Lobster da iki ödül kazandı.

En İyi Film: Youth

En İyi Yönetmen: Paolo Sorrentino – Youth

En İyi Senaryo: Yorgos Lanthimos & Efthimis Filippou – The Lobster

En İyi Erkek Oyuncu: Michael Caine – Youth

En İyi Kadın Oyuncu: Charlotte Rampling – 45 Years

En İyi Komedi Filmi: A Pigeon Sat On A Branch Reflecting On Existence

En İyi Belgesel: AMY

Keşif Ödülü: Mustang

En İyi Animasyon: Song of the Sea

En İyi Görüntü Yönetimi: Martin Gschlacht  – Goodnight Mommy

En İyi Kurgu: Jacek Droslo  – Body

Seyirci (Halkın Seçimi) Ödülü: Marshland

En İyi Yapım Tasarımı: Sylvie Olivé – The Brand New Testament

En İyi Kostüm Tasarımı: Sarah Blenkinshop  – The Lobster

En İyi Müzik: Cat’s Eyes – The Duke of Burgundy

En İyi Ses Kurgusu: Vasco Pimentel & Miguel Martins  –  Arabian Nights

Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Charlotte Rampling

Yaşam Boyu Başarı Ödülü: Michael Caine

Dünya Sinemasında Başarı Ödülü: Christoph Waltz

EFA
Youth (Michael Caine, Harvey Keitel)

10 Aralık 2015

73. Altın Küre Ödülleri Adayları Açıklandı



73. Altın Küre adayları açıklandı. Altın Küre Ödül Töreni 10 Ocak'ta dördüncü defa Ricky Gervais'in sunuculuğunda gerçekleştirilecek.

Film kategorisinde; beş dalda aday olan Carol öne çıkarken, The Big Short, The Revenant ve Steve Jobs dört dalda, The Danish Girl, The Hateful Eight, The Martian ve Room üç dalda aday oldu.

TV kategorisinde; American Crime, Fargo, Mr. Robot, Outlander, Transparent ve Wolf Hall üç dalda adaylık kazanarak dikkat çekti.


FİLM

EN İYİ FİLM (DRAM)
Carol
Mad Max: Fury Road
The Revenant
Room
Spotlight

EN İYİ FİLM (KOMEDİ)
The Big Short
Joy
The Martian
Spy
Trainwreck

EN İYİ YÖNETMEN
Todd Haynes, Carol
Alejandro Iñárritu, The Revenant
Tom McCarthy, Spotlight
George Miller, Mad Max
Ridley Scott, The Martian

EN İYİ KADIN OYUNCU (DRAM)
Cate Blanchett, Carol
Brie Larson, Room
Rooney Mara, Carol
Saoirse Ronan, Brooklyn
Alicia Vikander, The Danish Girl

EN İYİ KADIN OYUNCU (KOMEDİ)
Jennifer Lawrence, Joy
Melissa McCarthy, Spy
Amy Schumer, Trainwreck
Maggie Smith, Lady in the Van
Lily Tomlin, Grandma

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
Jane Fonda, Youth
Jennifer Jason Leigh, The Hateful Eight
Helen Mirren, Trumbo
Alicia Vikander, Ex Machina
Kate Winslet, Steve Jobs

EN İYİ ERKEK OYUNCU (DRAM)
Bryan Cranston, Trumbo
Leonardo DiCaprio, The Revenant
Michael Fassbender, Steve Jobs
Eddie Redmayne, The Danish Girl
Will Smith, Concussion

EN İYİ ERKEK OYUNCU (KOMEDİ)
Christian Bale, The Big Short
Steve Carell, The Big Short
Matt Damon, The Martian
Al Pacino, Danny Collins
Mark Ruffalo, Infinitely Polar Bear

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Paul Dano, Love & Mercy
Idris Elba, Beasts of No Nation
Mark Rylance, Bridge of Spies
Michael Shannon, 99 Homes
Sylvester Stallone, Creed

EN İYİ SENARYO
Emma Donoghue, Room
Tom McCarthy, Josh Singer, Spotlight
Charles Randolph, Adam McKay, The Big Short
Aaron Sorkin, Steve Jobs
Quentin Tarantino, The Hateful Eight

EN İYİ ANİMASYON
Anomalisa
The Good Dinosaur
Inside Out
The Peanuts Movie
Shaun the Sheep Movie

EN İYİ ÖZGÜN ŞARKI
“Love Me Like You Do” 50 Shades of Grey
“One Kind of Love” Love and Mercy
“See You Again” Furious 7
“Simple Song No. 3” Youth
“Writing’s on the Wall” Spectre

EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK
Carter Burwell, Carol
Alexandre Desplat, The Danish Girl
Ennio Morricone, The Hateful Eight
Daniel Pemberton, Steve Jobs
Ryuichi Sakamoto Alva Noto, The Revenant

YABANCI DİLDE EN İYİ FİLM
The Brand New Testament
The Club
The Fencer
Mustang
Son of Saul

TELEVİZYON

EN İYİ DİZİ (DRAM)
Empire
Game of Thrones
Mr. Robot
Narcos
Outlander

EN İYİ DİZİ (KOMEDİ)
Casual
Mozart in the Jungle
Orange Is the New Black
Silicon Valley
Transparent
Veep

EN İYİ TV FİLMİ-MİNİ DİZİ
American Crime
American Horror Story: Hotel
Fargo
Flesh and Bone
Wolf Hall
EN İYİ ERKEK OYUNCU (DRAM)
Jon Hamm, Mad Men
Rami Malek, Mr. Robot
Wagner Moura, Narcos
Bob Odenkirk, Better Call Saul
Liev Schreiber, Ray Donovan

EN İYİ KADIN OYUNCU (DRAM)
Caitriona Balfe, Outlander
Viola Davis, How to Get Away With Murder
Eva Green, Penny Dreadful
Taraji P. Henson, Empire
Robin Wright, House of Cards

EN İYİ ERKEK OYUNCU (KOMEDİ)
Aziz Ansari, Master of None
Gael Garcia Bernal, Mozart in the Jungle
Rob Lowe, The Grinder
Patrick Stewart, Blunt Talk
Jeffrey Tambor, Transparent

EN İYİ KADIN OYUNCU (KOMEDİ)
Rachel Bloom, Crazy Ex Girlfriend
Jamie Lee Curtis, Scream Queens
Julia Louis Dreyfus, Veep
Gina Rodriguez, Jane the Virgin
Lilly Tomlin, Grace & Frankie

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU (TV FİLMİ-MİNİ DİZİ)
Uzo Aduba, Orange is the New Black
Joanne Froggatt, Downton Abbey
Regina King, American Crime
Judith Light, Transparent
Maura Tierney, The Affair

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU (TV FİLMİ-MİNİ DİZİ)
Alan Cumming, The Good Wife
Damian Lewis, Wolf Hall
Ben Mendelsohn, Bloodline
Tobias Menzies, Outlander
Christian Slater, Mr. Robot

EN İYİ ERKEK OYUNCU (TV FİLMİ-MİNİ DİZİ)
Idris Elba, Luther
Oscar Isaac, Show Me a Hero
David Oyelowo, Nightingale
Mark Rylance, Wolf Hall
Patrick Wilson, Fargo

EN İYİ KADIN OYUNCU (TV FİLMİ-MİNİ DİZİ)
Kirsten Dunst, Fargo
Lady Gaga, American Horror Story: Hotel
Sarah Hay, Flesh & Bone
Felicity Huffman, American Crime
Queen Latifah, Bessie


09 Aralık 2015

22. SAG Ödüllerinde Adaylar Belli Oldu



22. (SAG) Oyuncular Birliği Ödülleri için adayları açıklandı. 3 dalda aday olan Trumbo büyük bir sürprizle öne çıkarken, Beasts of No Nation, Carol, Room, Spotlight, Steve Jobs, The Big Short ve The Danish Girl ikişer dalda aday oldu. TV kategorisinde ise Game of Thrones, House of Cards ve Homeland üçer adaylıkla başı çekiyor.

The Hateful Eight hiçbir dalda aday olmaması büyük sürprizlerden biri, tabii bu oy verenlere önceden screener dvd göndermemesinden kaynaklı da olabilir. The Martian'ın sıfır çekmesi sürpriz olarak nitelendirilse de bence doğru karar. Ayrıca, Sylvester Stallone ve Michael Keaton öne çıkarılmış olsa da aday olamadılar. Genel olarak sşaşırtıcı bir liste olduğu da aşikar.

FİLM

EN İYİ ERKEK OYUNCU
BRYAN CRANSTON / Dalton Trumbo – TRUMBO
JOHNNY DEPP / James Whitey Bulger – BLACK MASS
LEONARDO DiCAPRIO / Hugh Glass – THE REVENANT
MICHAEL FASSBENDER / Steve Jobs – STEVE JOBS
EDDIE REDMAYNE / Einar Wegener/Lili Elbe – THE DANISH GIRL

EN İYİ KADIN OYUNCU
CATE BLANCHETT / Carol Aird – CAROL
BRIE LARSON / Ma – ROOM
HELEN MIRREN / Maria Altmann – WOMAN IN GOLD
SAOIRSE RONAN / Eilis – BROOKLYN
SARAH SILVERMAN / Laney Brooks – I SMILE BACK

EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
CHRISTIAN BALE / Michael Burry – THE BIG SHORT
IDRIS ELBA / Commandant – BEASTS OF NO NATION
MARK RYLANCE / Abel Rudolph – BRIDGE OF SPIES
MICHAEL SHANNON / Rick Carver – 99 HOMES
JACOB TREMBLAY / Jack – ROOM

EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
ROONEY MARA / Therese Belivet – CAROL
RACHEL McADAMS / Sacha Pfeiffer – SPOTLIGHT
HELEN MIRREN / Hedda Hopper – TRUMBO
ALICIA VIKANDER / Gerda Wegener – THE DANISH GIRL
KATE WINSLET / Joanna Hoffman – STEVE JOBS

EN İYİ OYUNCU KADROSU
BEASTS OF NO NATION
THE BIG SHORT 
SPOTLIGHT
STRAIGHT OUTTA COMPTON
TRUMBO

DUBLÖR-EN İYİ AKSİYON PERFORMANSI
EVEREST
FURIOUS 7
JURASSIC WORLD
MAD MAX: FURY ROAD
MISSION: IMPOSSIBLE – ROGUE NATION


TELEVİZYON
EN İYİ ERKEK OYUNCU (TV FİLMİ-MİNİ DİZİ)
IDRIS ELBA / DCI John Luther – LUTHER
BEN KINGSLEY / Grand Vizier Ay – TUT
RAY LIOTTA / Lorca/Tom Mitchell – TEXAS RISING
BILL MURRAY  – A VERY MURRAY CHRISTMAS
MARK RYLANCE / Thomas Cromwell – WOLF HALL

EN İYİ KADIN OYUNCU (TV FİLMİ-MİNİ DİZİ)
NICOLE KIDMAN / Grace – GRACE OF MONACO
QUEEN LATIFAH / Bessie Smith – BESSIE
CHRISTINA RICCI / Lizzie Borden – THE LIZZIE BORDEN CHRONICLES
SUSAN SARANDON / Gladys Mortenson – THE SECRET LIFE OF MARILYN MONROE
KRISTEN WIIG / Delores DeWinter – THE SPOILS BEFORE DYING

EN İYİ ERKEK OYUNCU (DRAM)
PETER DINKLAGE / Tyrion Lannister – GAME OF THRONES
JON HAMM / Don Draper – MAD MEN
RAMI MALEK / Elliot – MR. ROBOT
BOB ODENKIRK / Jimmy McGill – BETTER CALL SAUL
KEVIN SPACEY / Francis Underwood – HOUSE OF CARDS

EN İYİ KADIN OYUNCU (DRAM)
CLAIRE DANES / Carrie Mathison – HOMELAND
VIOLA DAVIS / Annalise Keating – HOW TO GET AWAY WITH MURDER
JULIANNA MARGULIES / Alicia Florrick – THE GOOD WIFE
MAGGIE SMITH / Violet Crawley, Dowager Countess of Grantham – DOWNTON ABBEY
ROBIN WRIGHT / Claire Underwood – HOUSE OF CARDS

EN İYİ ERKEK OYUNCU (KOMEDİ)
TY BURRELL / Phil Dunphy – MODERN FAMILY
LOUIS C.K. / Louie – LOUIE
WILLIAM H. MACY / Frank – SHAMELESS
JIM PARSONS / Sheldon Cooper – THE BIG BANG THEORY
JEFFREY TAMBOR / Maura Pfefferman – TRANSPARENT

EN İYİ KADIN OYUNCU (KOMEDİ)
UZO ADUBA / Suzanne Crazy Eyes Warren – ORANGE IS THE NEW BLACK
EDIE FALCO / Jackie Peyton – NURSE JACKIE
ELLIE KEMPER / Kimmy Schmidt – UNBREAKABLE KIMMY SCHMIDT
JULIA LOUIS-DREYFUS / Selina Meyer – VEEP
AMY POEHLER / Leslie Knope – PARKS AND RECREATION

EN İYİ OYUNCU KADROSU (DRAM)
DOWNTON ABBEY
GAME OF THRONES
HOMELAND
HOUSE OF CARDS
MAD MEN

EN İYİ OYUNCU KADROSU (KOMEDİ)
THE BIG BANG THEORY
MODERN FAMILY
ORANGE IS THE NEW BLACK
TRANSPARENT
VEEP

DUBLÖR-EN İYİ AKSİYON PERFORMANSI
THE BLACKLIST
GAME OF THRONES
HOMELAND
MARVEL’S DAREDEVIL
THE WALKING DEAD


YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ
CAROL BURNETT