İyi korku filmi gibisi yoktur. Arada izleyip adrenalin seviyemizi yükseltmek de iyi gelir. Ama her zaman izlediğimize değecek yeni bir korku filmi bulmak kolay olmuyor.
Bize düşen de korkuseverlere rehber olacak bir liste yapmak. İşte o filmler!
UNDER THE SHADOW (KORKUNUN GÖLGESİ)
Bizim coğrafyanın en kurak olduğu türlerin başında “korku” geliyor. Bu fikrimizi değiştirebilecek filmimiz İran’da geçiyor. Filmekimi’nin en iyi filmlerinden olan “Korkunun Gölgesi” İngiltere’nin Oscar aday adayı oldu.
DON'T BREATHE (NEFESİNİ TUT)
Kör ve yaşlı bir savaş gazisinin ıssız bir mahalledeki evine girip kasasını soymak ne kadar tehlikeli olabilir ki? Davetsiz misafirlerimiz de bu düşünceyle işe girişiyorlar. Ancak girdikleri ev hiç hesapta olmayan ölümcül bir labirente dönüşüyor.
BU-SAN-HAENG / TRAIN TO BUSAN (ZOMBİ EKSPRESİ)
Zombilerin ekmeğini hep Hollywood yiyecek değil ya, Güney Kore de bu sevimli (!) canavarlara kayıtsız kalamadı. Hem bu defa zombilerimiz sümsük veya aksak değil, Usain Bolt’u kıskandıracak şekilde depara kalkıyor.
THE VVITCH: A NEW-ENGLAND FOLKTALE
17. yüzyılda Püriten bir aile cemaatlerinden dışlanınca, kendi çiftliklerini kurmak için ormanın kenarında yeni bir bölgeye taşınır. Bu yeni çiftliğin gizemli olayların ortasında kalarak adım adım cehenneme dönüşmesi ise çok sürmez.
THE SHALLOWS (KARANLIK SULAR)
Jaws ile belleklerimize kazınan köpekbalığı dehşeti sonraki filmlerde pek kaliteli seyirlikler sunamadı. Ancak bu defa, Blake Lively’nin oldukça sıkı performansı eşliğinde gözlerimizi ekrandan bir saniye ayıramadan soluksuz izlediğimiz bir gerilim seansı sunuluyor.
10 CLOVERFIELD LANE (CLOVERFIELD YOLU NO: 10)
2008 yapımı ilk film Cloverfield’dan sekiz yıl sonra gelen devam filmi hikayeyi oldukça farklı bir düzlemde sürdürüyor. Bu defa bir yer altı sığınağında klostrofobik bir atmosferle karşılaşıyoruz. Soru işaretleriyle birlikte gerilim dozunun da yavaş yavaş arttığı filmin en göze çarpan özelliğiyse, John Goodman’ın ilk defa şahit olduğumuz ürkütücü performansı.
HUSH
Öldürmekten zevk alan bir psikopat, sağır ve dilsiz genç bir kadının yalnız yaşadığı orman evine saldırıyor ve film boyunca bir kedi-fare oyunu izlemeye başlıyoruz. Oldukça ikna edici olan senaryo ile birlikte yönetmen de bize küçük sürprizler yapmayı ihmal etmiyor.
GOKSUNG / THE WAILING (KARA BÜYÜ)
Büyüler, gizemli ölümler ve bunların sorumlusu olarak görülen yaşlı bir adam. Şamanların da işin içine girmesiyle işlerin iyice karıştığı filmin hikâyesi sonuna kadar sürprizlerini saklıyor.
THE PURGE: ELECTION YEAR (ARINMA GECESİ 3: SEÇİM YILI)
The Purge serisi (özgün ve verimli konusunun sayesinde) olayları sürekli farklı açılardan izlediğimiz devam filmleriyle bir korku üçlemesine dönüştü. Üçüncü film, ilk iki filmin gerisine düşse de ABD’nin başkanlık seçimine göndermelerinin yanında aksiyon ve gerilimi bir potada eritmeyi başarıyor.
THE CONJURING 2 (KORKU SEANSI 2)
İlk filmin büyük başarısının hemen ardından filmdeki gizemli oyuncak Annabelle’in filmi çekilmiş, asıl serinin devamı için ise üç yıl beklenmişti. İkinci filmde, İngiltere’deki lanetli ev vakasıyla baş başa kalırken ilk film kadar olmasa da korkuya doyuyoruz.
