Daha önce Uzak Doğu Sinemasına
uzanarak yaptığım üçlemeden sonra twitter’dan gelen istekler üzerine de
Hollywood’un bu defa güneyine inmeye karar verdim. Güney Amerika Sineması, ekol olarak
geçmişi çok gerilere uzansa da özellikle 80’lerin sonrasında oldukça
hareketlenerek uluslararası alanda adından sıklıkla söz ettirmeye başladı. Öncelikle Brezilya ve Arjantin filmlerinin başını
çektiği Güney Amerika Sineması’ndan diğer ülkelerden de öne çıkan filmleri
listelemeye gayret ettim. İyi seyirler…
***************************
Cidade de Deus [City of God] (2002)
Tanrı Kent: Fernando
Meirelles’in yönetmenliğini üstlendiği bu realist başyapıt tüm dünyada
büyük bir popülariteye kavuşurken birçok haklı ödül de kazandı. Rio de Janeiro’nun kenar mahallelerinde
(varoşlarında) yaşananları büyük çoğunluğu amatör olan oyuncuların
performanslarıyla bu derece başarılı anlatmak gerçekten takdire şayan. Muhakkak
izlenmesi gereken filmlerden.
***************************
El Secreto de Sus Ojos [The Secret in Their Eyes] (2009)
Gözlerindeki Sır: Juan José
Campanella’nın yönettiği ve En İyi Yabancı Film Oscar'ı alan film son
dönemde izlediğim en iyi filmlerden. Haneke’nin
favori gösterildiği gecede Oscar aldığında oldukça merak uyandıran filmi
izlediğim zaman ne kadar doğru karar verildiğine kanaat getirmiştim. Film gerilimin dozunu perde perde artırarak şok edici son ile sizi
koltuklarınıza sabitlemeyi başarıyor. Mutlaka izleyin.
***************************
Diarios de Motocicleta [The Motorcycle Diaries] (2004)
Motosiklet Günlüğü: Walter
Salles’in yönettiği, Gael García
Bernal ve Rodrigo de la Serna’nın
başrolde yer aldığı film, Ernesto Che
Guevara’nın kendi günlüğünden uyarlama bir biyografi. Filmde Che Guevara’nın arkadaşı Alberto Granado ile motosiklet üzerinde
yaptığı Güney Amerika “gezi”si sırasında kendisini ve fikirlerini keşfetmesi
anlatılıyor.
Tropa De Elite [Elite Squad](2007) &
Tropa de Elite 2 - O Inimigo Agora É Outro [Elite Squad: The Enemy
Within] (2010)
Özel Tim: José Padilha’nın
ilk sinema filmi olarak dikkat çeken film Brezilya’da oldukça popüler olduktan
sonra Altın Ayı da kazanınca bir anda dikkatleri üzerine çekti. Kazanılan
başarının ardından 3 yıl sonra devam filmi de çekildi. Devam filmi de oldukça
başarılı ve popüler olmayı başardı. Film Rio
de Janeiro’da görev yapan ve oldukça tehlikeli görevler üstlenen Askeri
Polis Ekibinin başından geçenleri anlatıyor. Filmde anlatılanlar gerçek
hikayelerden faydalanılarak oluşturulmuş bir kitaptan uyarlama.
La Historia Oficial [The Official Story] (1985)
Resmi Tarih: 1976 – 1983 yılları arasında yaşanan ve “Dirty
War” (Kirli Savaş) olarak adlandırılan Arjantin’de devlet eliyle gerçekleştirilen şiddet olaylarının bir aileyi nasıl etkilediğini anlatan dram türündeki
film En İyi Yabancı Film Oscar'ı alan ilk Latin filmi olarak tarihe geçti.
Machuca (2004)
Andrés Wood’un yönettiği film darbeler tarihinin en kanlılarından
olan ve 1973 yılında General Pinochet
önderliğinde gerçekleştirilen Şili Darbesini konu ediyor. Film biri zengin
diğeri fakir iki çocuğun ilişkisi ekseninde ilerliyor. Filmin ismi Machuca da
çocuk kahramanın adından geliyor. Etkileyici bir film.
Plata Quemada (Burnt Money)
(2000)
Yanmış Para: Arjantinli sinemacı Marcelo Piñeyro’nun yönettiği filmde ünlü İspanyol oyuncu Eduardo Noriega (Filmleri; Abre Los Ojos, Tesis…), Leonardo Sbaraglia ve Pablo Echarri rol alıyor. Arjantin’de
meydana gelen gerçek bir banka soygunundan esinlenen film En İyi İspanyolca
Film dalında prestijli Goya ödülü kazandı. Filmde, soygunun arka planında gay
ilişki de konu ediliyor.
Central do Brasil [Central Station] (1998)
Merkez İstasyonu: Brezilyalı yönetmen Walter Salles’in yönetmenliğini üstlendiği film Rio de Janeiro’nun merkez tren
istasyonunda görev yapan huysuz, bıkkın orta yaşlı bir kadın ile hiç görmediği
babasını arayan bir çocuk arasında gelişen bir bağ sonucunda çıktıkları yolda başlarından geçen
maceraları konu ediyor. Başroldeki Fernanda
Montenegro’nun güçlü oyunculuğu ve hikâyesi ile sizi içerisine çeken film 2
dalda Oscar’a aday olurken Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazandı.
Orfeu Negro [Black Orpheus] (1959)
Fransız yönetmen Marcel Camus’un yönettiği film kaynağını
mitolojideki Orpheus ve Eurydice (Orfe ve Öridis) efsanesinden
alıyor. Filmin tüm kadrosunun siyahi oyunculardan oluşması çekildiği dönem için
çok dikkat çekici bir özellikti. Bu fantastik film, Altın Palmiye, En İyi
Yabancı Film Oscar'ı ve Altın Küre ödüllerini kazanmayı başarmıştı. (Not: Film
ödülleri Fransız yapımı olarak kazandı.)