GİRİŞ
Star Wars hayranları, Lucasfilm’in
Walt Disney’e satılması ve serinin devam filmlerinin çekileceğini öğrenince hem
sevinç hem endişeyi birlikte yaşamaya başladı. Zira kültleşen Star Wars
serisinin öncesi (serinin yaratıcısı) George Lucas tarafından çekilmiş ancak devam
filmlerine dair büyük bir belirsizlik oluşmuştu. Herkesin aklındaki soru netti:
“Serinin hakkını vererek sürdürülmesi mümkün müydü?”. Tartışmalar ilk filmin
yönetmeninin J.J. Abrams olarak açıklanmasıyla farklı bir düzlemde ilerlemeye
başladı. Çok popüler işler yapan Abrams’ın Star Trek sonrası Star Wars’da da
yönetmen olması ilginç bir deneyim yaşayacağımızı haber veriyordu adeta.
Tüm bu soru işaretleri ve
tartışmaların gölgesinde film setinden sızan haberler ve yayımlanan fragmanlar yüreklere
su serpmeye başladı. Uzun bekleyiş sonrasında ve büyük bir pazarlama çalışması
eşliğinde serinin yedinci filmi gösterime girdi. Galadan itibaren yediden
yetmişe tüm hayranlar adeta çılgınlar gibi sinema salonlarına ve Star Wars
ürünlerine yöneldi. Büyük bir Star Wars hengâmesinin kopması olaydan bihaber
kesimlerin bile dikkat kesilmesine neden oldu. Ülkemizde de Star Wars
hayranlığının çizgiyi aştığını söyleyip olan biteni itici bulanlar hemen
eleştiri bombardımanına başladılar. Bense sonuçta bir eğlence dünyasında yaşarken
böyle olayların sadece renkli birer anı olarak kabul edilmesi taraftarıyım.
Star Wars ürünlerine büyük ilgi gösteren hanımefendiler |
GELİŞME
Filmi yıllar sonra sinemada
izlemenin heyecanını yaşamadan önce serinin üçüncü filmini [Star Wars: Episode
VI - Return of the Jedi (1983)] izleyerek hafızamı tazeledim. Sinemada uzun bir
kuyruktan sonra biletimi alabildiğimde sonraki seansların biletlerinin bittiği
gişeye asılan bir tabelayla hüzünlü bir şekilde duyuruluyordu. Koca salon her yaştan izleyiciyle hınca hınç
doluydu, bir yanımda lise öğrencileri diğer yanımda ise 50 yaşlarında bir hanım
“olduğu halde” filmi izlemeye başladım.
Star Wars’un o ünlü müziği eşliğinde sarı renkli kayan yazılarla olan biten anlatılmaya başladığı sırada bir duygu seli kapladı tüm bedenimi, tüyler diken diken tabii. Sanki Şampiyonlar Ligi müziği eşliğinde tuttuğunuz takım final maçına çıkıyor ya da yıllardır beklediğiniz yabancı müzik grubunun konserine gitmişsiniz ve onlar sahnede, varın siz seçin. Benzer coşkulu anları serinin eski kahramanlarıyla (Han Solo, Chewbacca, Millenium Falcon …) karşılaştıkça yaşadım. Velhasıl-ı kelam bu ruh haliyle izledim filmi.
SONUÇ
Karışık tepkiler ve eleştiriler
gördüm, bense filmi ziyadesiyle beğendim. Filmin mirasına olabildiğince sahip
çıkılarak benimseyebileceğimiz yeni karakterler eklenmiş, kusursuz görüntü
efektleriyle zenginleştirilmiş ve sonuna kadar soluksuz izleten iyi bir hikâye
anlatılmış. Yeni karakterler çok derinleştirilmemiş ancak sonraki filmlere yan hikâyeler
saklandığını düşünerek bunu es geçebiliriz. Özellikle BB-8 ve Rey en sevdiğim
karakterler oldu. Finn ve Poe Dameron konusunda ise şu anda mesafeliyim. Kylo
Ren maskesiyle oluşturduğu karizmasını maalesef maskeyi çıkartınca kaybediyor, Adam
Driver bence yanlış seçim olmuş. Harrison Ford ise yaşlanmış tabii ama filmi ileriye
taşıyan Han Solo karakterinde hala formunda. Bitirirken, filmin sonlarına doğru
önemli bir sürpriz gelişme hikâyenin akışını kökten değiştiriyor diyelim ve daha
fazla ayrıntı vermeyelim.
Ezcümle, “Star Wars: The Force
Awakens” serinin ilk üçleme sonrası en iyi filmi olmuş ve 2015’in de en
iyilerinden biri.
Star Wars sıralamam: IV - A New
Hope > V - The Empire Strikes Back > VI - Return of the Jedi > VII - The
Force Awakens > III - Revenge of the Sith > I - The Phantom Menace > II
- Attack of the Clones
Filmin Notu: