Roma neden değerli bir film? İlk olarak yönetmenliği müthiş. Uzun plan çekmek hele arka planın bu kadar detaylı ve hareketli olduğu sekanslarda bunu yapabilmek çok detaylı çalışılmış ve estetik bir şekilde oluşturulmuş kompozisyonlarla mümkün. Yani yönetmenin hem filme tamamiyle hakim olması hem de perspektifi çok iyi ayarlaması gerekiyor. Bu açılardan muazzam bir iş var ortada. Ardından, görüntü yönetimi çok çok iyi. Cuaron yönetmenliğinin yanı sıra görüntü yönetmenliğinde de çıtayı en yükseğe koymuş. Kamera yerleşimi, açı ve çekim tercihleri ile birlikte muazzam siyah beyaz planlar... Üzerinde çok düşünüldüğü belli olan sekanslarda uzun plan çekimlerle yoğun bir duygu aktarımı eşliğinde o akışın bizi de içine alıp götürmesi...
En sevdiğim bölümler:
Açılış sekansında, bir yer temizliğinin bu kadar estetik anlatılabilmesinin yanında filme hakim olan üslubu da sade biçimde yansıtması muhteşem.
TV izleme, sırasında aile bireylerinin yerleşimi. Cleo’nun koltuğun yanına ilişmesi ama tam o sırada senin bir işin var hatırlatmasıyla özenli tablonun bir parçasının eksilmesi.
Yılbaşı kutlamalarında, hem üst katta hem alt katta yaşananlar. Sınıfsal ayrımların belki büyük sözlerle bir kritiğine girişilmese de ince ince olup bitenlerin ve mevcut yapının resmedilmesi.
Sinemada film izlerken, (tek plan) sevgililerin arka koltuğun hakkını vermeleri, itiraf sonrasında yaşananlar, filmin bitip izleyicilerin dağılması yanında bizim de Cleo’nun yaşadıkları için duygusal olarak dağılmamız.
Sahilde, kameranın (nasıl bir platforma yerleştirildiğini çok merak ediyorum) Cleo’ya odaklanıp onun hareketleriyle birlikte bizi de içine alması ve denizde yaşananlar. En sonunda kederlendiren ama bir insanın ta derinliklerinden gelen samimi itiraf.
Hastane ve doğumhanede, çaresizlik, bitkinlik, umut ve acının bir kompozisyonunun oluşturulması. İzlemesi belki çok zorlayıcı ama bir o kadar da güçlü bir etkiyle saf bir insanlık deneyimiyle bizi baş başa bırakıyor.
Kolayca artırılabilir bu bölümler ama izleyip üzerinde düşündükçe etkisi artan bir film yapmış Cuaron. Bu nedenle daha sonra farklı nüansların bizi yakalaması olası. Hatta sinema sohbetlerinde paylaştıkça yeni bakış açıları geliştirmeye çok müsait bir eser.
Politik ve toplumsal arka planı gösteriyor, olan bitenle ilgili derine girmeden tavrını da koyuyor belki ama sonuçta bu filmde ne sınıfsal ne de politik bir eleştiri getirme amacı da gütmediğini düşünüyorum Cuaron’un. En görünür tavır, feminist bir yaklaşım üzerinden hareket etmesi.
Son olarak, “Anne” karakterinde aşk, sadakat, şefkat, güç ve buyurganlık bir arada. Cuaron (babasını büyük oranda dışlayarak) annesine hem hakkını veriyor hem de eleştiri getiriyor. Bunu yaparken açıktan elini göstermemiş belki ama meylinin ağırlıkla Cleo’dan yana olduğunu saklamıyor.