Oz Büyücüsü [The Wizard of Oz] (1939) sinema
tarihinin en bilinen ve en sevilen filmlerinin başında geliyor. Gösterime
girdiği dönemin çok ilerisinde bir yapım olan Oz Büyücüsü klasikleşerek kısa sürede unutulmazlar arasına adını
yazdırmıştı. Bugün izlendiğinde de değerinden hiçbir şey kaybetmediğini
görebileceğimiz bu klasiğin hikâyesinin evveliyatı, gösterime girdikten 74 yıl
sonra beyazperdeye aktarıldı.
Bu yazıya konu film, aslen basit bir illüzyonist
olan Oscar Diggs’in Kansas’tan Oz’a
yaptığı (zorunlu) yolculuğu ve bu masalsı diyarda Oscar’ın nasıl Oz Büyücüsü olduğunun ilginç hikayesini
anlatıyor. Yönetmen koltuğunda ise Evil
Dead (Kötü Ruh/Şeytanın Ölüsü) ve Spider-Man
(Örümcek Adam) serilerinden tanıdığımız Sam
Raimi var.
Kimdir Bu Oz?
İlk filmin sonunda tanışabildiğimiz Oz Büyücüsü’nün geçmişi ve kişiliği Muhteşem ve Kudretli Oz [Oz
the Great and Powerful] ile bize tanıtılıyor. Oz rolünde James Franco
düzenbaz, egoist, işbilir ama özünde iyi kalpli bir illüzyonisti canlandırıyor.
Oz’un Kansas’taki bir sirkten Oz Diyarına varışı ilk filmdeki gibi bir
hortum sonucunda oluyor. Yolculuğun sonunda ise Oscar cadılarla ve türlü ilginç varlıklarla dolu Zümrüt Şehir’i ve
Oz’u tanımaya başlıyor.
Bununla birlikte, Oz’u canlandıran Franco’nun performansı beni biraz arada bıraktı. Kötü bir
performans olduğunu söyleyemesem de çok ikna edici bulmadım. Aynı şeyi Mila Kunis için de düşünüyorum.
Karakterler ve
Oyunculuklar Nasıl?
James Franco
(Oscar "Oz" Diggs) ve Mila
Kunis (Cadı Theodora) başrolde ancak performansları biraz tartışmalı.
Sanırım rolleri içselleştirme konusunda bir sıkıntı var. Franco sanki Oz’u oynamıyor da kendisini canlandırıyor gibi
duruyor zaman zaman. Bana kalırsa Johhny
Depp olsa mesela çok ilgi çekici bir tipleme çıkabilirdi.
Mila Kunis özellikle
güzelliği ve çekiciliğiyle son dönemin en popüler kadın oyuncularından, filmde
de başrolde. Ama bu filmde özellikle Michelle
Williams (Glinda) performansı ve pırıltısıyla ön plana çıkarak izleyicinin
sempatisini kazanıyor. Rachel Weisz’ın (Evanora) da haksızlık
etmeyelim, o da rolünün hakkını veriyor. Uçan
Maymun Finley ve Porselen Kız
karakterleri de hem esprileriyle hem de sempatikleriyle filmin izlenirliğine
oldukça olumlu katkı veriyor.
Filmin İyileri ve
Kötüleri
Filmin en beğendiğim yönleri görüntü yönetimi ve görsel
efektleri oldu. 3 boyut teknolojisi başarılı kullanılmış ve renkli Oz Diyarı
güzel resmedilmiş. Ben zaten 3 boyutun bu tip masalsı filmlerde kullanılması
taraftarıyım ki zaten bu filmler dışında pek fark yaratamıyor bu teknik.
Görüntü yönetmeni Peter Deming, Sam Raimi’nin daha önce(Evil Dead 2, Drag Me to Hell) çalıştığı
bir isim. Deming ayrıca Lost Highway ve Mulholland Drive gibi filmlerde ve Scream (Çığlık) serisinde de görev almıştı.
Senaryo bu tarz filmlerde beklendiği gibi çok sürprizli
olmasa da ilk filmle bağlantısını iyi kuruyor (Bu arada, ilk Oz Büyücüsü
filmini görmeseniz de bu filmi izlemenizde bir mahsur yok). Ancak ilk filmin
karşısında ezildiği başlıca unsur hikâye derinliği olmuş. İlk filmde hem
karakter derinliği çok başarılıydı hem de hikayeye sofistike unsurlar çok iyi
yerleştirilmişti.
Kurgu çok çok iyi olmasa da yönetmen koltuğundaki Sam Raimi farklı bir projede kendini
göstermeyi başarmış.
Filmdeki animasyon karakterler oldukça başarılı ve
eğlenceli. Sadece kimi zaman gerçek karakterle etkileşimlerinde biraz sorunlar gözlemleniyor.
Filmin yıldızı ise Michelle
Williams (Glinda) olmuş. Genel olarak oyuncu seçimleri ise çok sırıtmasa da
daha iyi olabilirmiş.
Filmin müzikleri usta isim Danny Elfman’a ait. Raimi
ile Elfman birçok filmde birlikte
çalışmışlardı ama biz onu daha çok Tim
Burton filmlerindeki gotik atmosferlere yaptığı katkılardan hatırlıyoruz. Elfman Oz’da da standartlarını düşürmeden iyi bir iş çıkarmış.
Sonuç
Filmin gişe hasılatı hem ABD'de hem de dünya çapında oldukça iyi. Bu nedenle, dağıtımcı firma Disney hemen devam filminin hazırlıklarına başladı bile. Muhteşem ve Kudretli Oz’u sinemada 3 boyut seçeneğiyle
izlemenizi tavsiye ederim.
Notum:
Notum: