Size ülkesini söylemeden bir film anlatsam ve filmin
konusunda hapse atılan gazeteci, özel yetkili savcı, suikasta kurban giden güvenlik
görevlisi ve milli güvenlik meselesi bulunsa aklınıza hangi ilk hangi ülke gelirdi? Neyse
sorunun malum cevabı okuyucuda saklı kalsın, filme dönelim.
Nothing But the Truth (Gizli Gerçekler) 2008 ABD yapımı dram
soslu politik gerilim filmi. Yönetmen ve senarist Rod Lurie, The Contender ve The Last Castle gibi iyi filmlerle tanıdığımız bir isim. Açıkçası
bu filminde de yönetmenliğini beğendim. Kate
Beckinsale, Matt Dillon, Vera Farmiga, Alan Alda ve David Schwimmer’lı kadro da gayet iyi. Yakın çekimleri seven
yönetmen sayesinde oyunculukları oldukça yakından deneyimleme fırsatı da
buluyoruz.
Filmin konusu Plamegate olarak adlandırılan ve ucu
Irak işgaline kadar giden gerçek olaylardan alınma ama tabii olaylar ve kişiler
değiştirilerek senaryolaştırılmış. Konuya gelirsek, ABD başkanının yaralandığı
bir suikast girişimi olur, bunun üzerine ABD saldırıdan sorumlu tuttuğu Venezüela’daki
askeri kampları bombalar. Rachel
Armstrong (Kate Beckinsale) Capital
Sun-Times gazetesinde çalışan bir muhabir olarak Erica Van Doren’in (Vera Farmiga) CIA ajanı olduğunu ve misilleme
yapılan Venezüela’nın aslında suikast girişimiyle bağlantısı olmadığını Beyaz Saray’a rapor halinde sunduğunu, buna karşın istihbaratının göz ardı edildiğini gizli
bir kaynaktan öğrenir. Gazetesi bunu manşetten haberleştirince Rachel Armstrong’a CIA ajanının
kimliğini ifşa eden kaynağını açıklaması için baskı yapılmaya başlar ve sonunda
özel (yetkili) savcı Patton Dubois
(Matt Dillon) olayın gazetecilik değil milli güvenliği tehdit eden bir
suçluyu korumak olduğunu iddia ederek (ve hukuk dışı bazı baskılar da yaparak) Armstrong’u tutuklatır. Filmin devamı haber
kaynağının kim olduğu sorusunun cevabını arayış ve yaşanan ailevi meselelerle
birlikte ilerliyor. Film bize baskı gören bir gazeteciyle empati yapabilmeyi,
özel (yetkili) savcıların yöntemlerini ve “milli (ulusal) güvenlik mi yoksa
haber alma özgürlüğü mü önemlidir” sorusunun/konusunun muhasebesini başarılı biçimde
sunuyor.
Açıkçası fazla bir beklentim olmadan izlediğim film yukarıda
belirttiğim yönleriyle beni tatmin etti. Tavsiye edebileceğim filmlerden.
Not: Nothing But the Truth’la ilgili şanssız bir durumu da paylaşmak gerekiyor. Filmin yapımcı ve dağıtımcısı olan Yari Film Group iflas ettiği için (insanlık için büyük ancak Hollywood için küçük bir bütçe) olan 11,5 Milyon Dolar’lık film sinemalarda gösterime giremedi.