Daily Mail
gazetesinde bir yazı kaleme alan BAFTA (British Academy of Film and Television
Arts; İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi) üyesi (gizli
bir) kaynağa göre, adayların ve kazananların belirlenmesinde üyeler
izlemedikleri filmlere oy veriyor, oylarken sadece trendleri takip ediyor ve büyük
yapımcıların baskısına maruz kalıyor.
Pazarlama çalışmalarına büyük bütçe ve mesai harcayan yapımcıların, ödül mevsiminin trendlerini de etkileyerek BAFTA ödülüne uzanabildiği iddia edilen yazıda, düşük bütçeli ve lobi yapamayan bağımsız (ve kaliteli) filmlerin ödül kazanma ihtimalinin ortadan kalktığının altı çiziliyor.
Pazarlama çalışmalarına büyük bütçe ve mesai harcayan yapımcıların, ödül mevsiminin trendlerini de etkileyerek BAFTA ödülüne uzanabildiği iddia edilen yazıda, düşük bütçeli ve lobi yapamayan bağımsız (ve kaliteli) filmlerin ödül kazanma ihtimalinin ortadan kalktığının altı çiziliyor.
Gazeteye açıklama yapan kaynak, BAFTA yönetiminin, üyelerin
tüm filmleri görmesi için yıl boyu organizasyonlar yapmasına, aday belirleme
sürecinde üyelerine sadece izledikleri filmlere oy vermeleri konusunda katı kurallar koymasına
ve ayrıca bu yönde sürekli uyarı yapmasına karşın bu skandalı önleyemediğini iddia
ediyor.
Yazıda, ödül oylamasına katılan BAFTA üyeleri, önlerindeki
koyunu takip eden bir "sürü"ye benzetiliyor. Ayrıca, oylamanın (filmi
izledikten sonra oluşan) şahsi kanaate göre değil favori filmlere göre
yapıldığının açık olduğu da vurgulanıyor.
Oylamada oyuncuların da rolüne değinen yazı, Judi Dench gibi
başat oyuncuların kayrıldığını ve yarışmada her zaman kolayca öne çıktığını
iddia ediyor. (Burada, filmde şöyle bir burnunu çekse adaylığı kapıyor gibi bir
benzetme kullanılmış)
En saygın ödül törenlerinden birini düzenleyen BAFTA’nın
deneyimli sanatçılardan ve mesleklerinde isim yapmış profesyonellerden oluşan 6.500’ü
aşkın üyesi bulunuyor. İddiaların (bir kısmının bile) doğru olması büyük bir
skandalı gözler önüne sermeye yeterli. Ancak burada şunu da hatırlatmakta
fayda var, buna benzer iddialar zaman zaman farklı ödüller (Life Is Beautiful ve Saving Private Ryan varken Shakespeare in Love'a 7 dalda Oscar ödülü veren Akademi) için de dillendiriliyor.
Bununla birlikte bu kadar kapsamlı bir iddianın es geçilmemesi de gerekiyor. Örneğin, kendi blogum için bir seçki yaparken bile izle(ye)mediğim filmi sırf
popüler olduğu için listeme al(a)mazken, önde gelen saygın ödüllerin oylamalarında bu tip olayların yaşanması ihtimali bile güven sarsıcı.
Kaynak: Daily Mail