Tüm zamanlar yerine 1993’den günümüze kadar (son 20
yıl) olan filmleri seçmeye gayret ettim. Bununla birlikte benim
favori filmlerimin Alien, Star Wars ve Back to the Future serileri olduğunu söylemeliyim.
İyi seyirler…
Jurassic Park (1993)
Bilim kurgu türünün en iyi örneklerini veren yönetmenlerin
başında gelen Steven Spielberg’ün
Dinozor çağına bakışını anlatan film, etkileyici efektleri ve müthiş gişe
başarısıyla iki devam filmini de peşinden getirdi.
12 Monkeys (1995)
Bu türün en iyi yönetmenlerinden olan Terry Gilliam da en nitelikli işini bu filmde gösterdi. Film
başrollerdeki Bruce Willis, (bence
kendini tam anlamıyla kanıtladığı performansıyla) Brad Pitt’in yanı sıra ilginç senaryosu ve distopik atmosferiyle
tüm zamanların en iyileri arasındaki yerini aldı.
Strange Days (1995)
Kathryn Bigelow’un
yönettiği ve James Cameron’ın hem
senarist hem de yapımcı olarak yer aldığı film büyük bir ticari başarısızlığa
uğradı. Ancak yarattığı distopik atmosfer ve figürlerin başarısı daha sonradan
filmin kültleşmesini sağladı. Değeri sonradan anlaşılan filmlerden kısacası.
Ghost in the Shell
(1995)
The Matrix’e giden
yolda Wachowski Kardeşler’i etkileyen
James Cameron’ının büyük övgüsünü
kazanan Japon anime, bilim kurgu türünü sevenlerin mutlaka göz atması gereken
yapımlardan. Yönetmen Mamoru Oshii filmi
aynı adlı manga serisinden uyarladı ve 2004 yılında Ghost in the Shell 2: Innocence adıyla devam filmi yapıldı.
Abre los ojos (1997)
Benim favori yönetmenlerimden olan Alejandro Amenábar’ın en iyilerinde birisi olan ve “Aç Gözlerini”
repliğiyle zihnimize kazınan İspanyol yapımı film. Vanilla Sky adıyla da Hollywood tarafından uyarlanan film, çok
ilginç senaryosuyla ilgiyi ve övgüyü hak ediyor.
Contact (1997)
Back to the Future serisinin
yönetmeni Robert Zemeckis’in bilim
kurgu türüne (tabii şimdilik) veda ettiği film olan ve ülkemizde “Mesaj” adıyla
gösterime giren film güçlü hikayesiyle öne çıkıyor. Film ünlü bilim insanı ve
yazar Carl Sagan’ın aynı adlı
romanından uyarlanan filmin başrolünde Jodie
Foster ve Matthew McConaughey
var.
The Fifth Element
(1997)
Luc Besson’un hem
yazıp hem yönettiği film senaryosu, Bruce
Willis, Gary Oldman ve Milla Jovovich’li
kadrosu ve yarattığı atmosferin başarısıyla büyük bir ticari başarı kazandı.
Gattaca (1997)
Yeni Zelandalı yönetmen Andrew
Niccol’ın hem yazıp hem yönettiği film gişede hüsran yaşasa da kendi türü
içerisinde saygın bir konum elde etmeyi başardı. Kadrosunda Ethan Hawke, Uma Thurman ve Jude
Law’ı barındıran film es geçilmemesi gereken yapımlardan.
Men in Black (1997)
Barry Sonnenfeld’in
yönettiği filmin yapımcısı ise Steven
Spielberg’dü. Tommy Lee Jones ve Will Smith’in müthiş uyumuyla komedi ve
bilim kurguyu çok iyi bir şekilde
harmanlayan film, müthiş gişe başarısı yakaladı. Bu yıl üçüncüsü gösterime
girecek serinin de başlangıcı oldu.
Dark City (1998)
En sevdiğim yönetmenlerden Alex Proyas’ın bence en iyi filmi. Atmosferi ve büklü büklüm
çözülen karmaşık senaryosuyla hak ettiği değeri alamayan şaheserlerden birisi.
The Matrix (1999)
Wachowski Kardeşler’in
tüm dünyayı etkileyen, üzerine büyük tartışmalar yapılan başyapıtı. Müthiş
atmosferi ve yenilikçi çekim teknikleriyle sinema dünyasını da derinden
etkileyen filmin başrolündeki Keanu
Reeves unutulmazlar arasına adını yazdırdı.
The Thirteenth Floor
(1999)
Değeri bilinmemiş filmlerden biri. Ele aldığı konu
bakımından sürekli kıyaslanan ve aynı yıl gösterime giren The Matrix’in gölgesinde kalan ancak bence çok ayrı bir konumda
değerlendirilmesi gereken bir başyapıttır. Yapım bütçesinin muadilleri kadar
büyük olmaması nedeniyle arka plana itilen bu film favorimlerimdendir.
X-Men Serisi (2000-…)
İlki 2000 yılında çekilen seri 5 filme ulaştı ve hemen hemen
hepsi başarılıydı. Özellikle Hugh Jackman
Wolverine karakteriyle neredeyse kült oldu. Serinin arkasında
yapımcı/yönetmen ise Usual Suspects’ten
tanıdığımız Bryan Singer.
A.I. Artificial
Intelligence (2001)
Steven Spielberg’ün
yönettiği filmin ilk çalışmaları Stanley
Kubrick’e dayanıyor. Kubrick
filmi Spielberg’e devretti ama
akıllarda acaba üstat çekse nasıl olurdu sorusu da kalmadı değil.
Star Wars Episode
III: Revenge of the Sith (2005)
Tüm zamanların en iyi filmlerinden (ve benim de
favorilerimden) olan Star Wars
serisinin ilk üç filmi 4, 5 ve 6 olarak gösterime girmişti. Yani hikaye ortadan
kesilmiş bir halde anlatılıyordu. Kült olan seride herkes hikayenin
başlangıcını (prequel) merak ediyordu
haklı olarak: Darth Vader nasıl karanlık tarafa geçmişti? Serinin yaratıcısı George Lucas başlangıcı da 3 bölümde
anlatmayı tercih etti. Ancak Star Wars sevenler
ilk iki filmi pek tutmadı ve Darth Vader’ın nasıl karanlık tafra geçtiğini
açıklayan son filmi bekledi. İlk filmlerinin başarısına ulaşamasa da Revenge of the Sith hikayeyi iyi
bağlamayı başardı.
Children of Men
(2006)
Alfonso Cuarón’un
yönettiği film distopik bir gelecekte geçiyor ve insanlığın sonunu getirecek
olan kısırlık sorununu sona erdirecek (yıllar sonra) hamile kalan tek kadının
kurtarılmasını konu alıyor. Senaryosunun ve yönetmenliğinin başarısıyla çok
övgü alan film maalesef gişede başarı sağlayamadı.
WALL-E (2008)
Pixar’ın yapımları
her zaman ilgi çekici olmayı başarmıştır. Küçük dostumuz WALL-E de (bence) çok derinlikli ve alt metni güçlü olan senaryosu
ile unutulmazlar arasına girdi. Robotların aşkı ancak bu kadar güzel
anlatılabilirdi belki de. Büyüklere yapılmış animasyon olarak kabul ediyorum bu
filmi.
Avatar (2009)
Yine James Cameron yine
büyük başarı. Tüm zamanların en çok gişe yapan filmi. Senaryosu nedeniyle, “Dances with Wolves”tan yola çıkılarak “Şirinlerle Dans” olarak nitelendirilse
de 3 boyut teknolojisini tüm dünyada popüler hale getiren bir film olarak bir
mihenk taşı olmaya başardı. İkinci filmin de yolda olduğunu söyleyelim.
District 9 (2009)
Uzaylılar hep güçlü olan ve gelişmiş teknolojik aletlerle
bizi hayrete düşüren varlıklar olacak diye bir kural varsa bu film bu kuralı
yerle yeksan etti. El kameralı çekim efektleri nedeniyle gerçeklik duygusunu
arttıran yönetmen Neill Blomkamp,
ilginç senaryosunun yanında arkasına yapımcı olarak da Peter Jackson gibi bir ismi alınca listemizde bir Güney Afrika
filmini de görmüş oluyoruz.
Moon (2009)
İngiliz yönetmen Duncan
Jones’un ilk filmi (ki 2 yıl sonra yine güzel bir bilim kurgu olan Source Code’u da o yönetti) olan yapım Sam Rockwell’in tek kişilik gösterisi
şeklinde. Lunar Industries adlı bir şirketin Ay yüzeyinde bulunan üssünde tek
başına görev yapan bir işçinin başından geçenler ilginç bir senaryoyla
anlatılıyor.
Inception (2010)
Christopher Nolan’ın
hayatının filmi. Diğer tüm müthiş filmleri çekerken aklında bu proje vardı.
Sonunda ise müthiş bir senaryo ve ikonik atmosferle ortaya kült bir film çıktı.
Tüm zamanların en iyilerinden.
Diğerleri:
Mimic (1997)
The X-Files (1998)
eXistenZ (1999)
The Iron Giant (1999)
Galaxy Quest (1999)
Pitch Black (2000)
28 Days Later (2002)
Equilibrium (2002)
2046 (2004)
I, Robot (2004)
Los Cronocrímenes (2007)
The Man from Earth
(2007)
Iron Man (2008)
Frequently Asked
Questions About Time Travel (2009)
Mr. Nobody (2009)
Star Trek (2009)
Looper (2012) (Yeni)
Cloud Atlas (2012) (Yeni)Looper (2012) (Yeni)